Eğitimci Mümin, Osmanlı döneminde şair ve yazarların hayatlarını anlatıyor
Batı Trakya Trakyalı araştırmacı yazar ve eğitimci Mümin Mümin, “Osmanlı asırlarında, bugünkü Yunanistan sınırları içinde kalan şehirlerde yaşamış şair ve yazarların hayatları” başlıklı yazı dizisinde bu hafta o dönemde şair Nazım Hikmet’i anlatacak.
Hayatı:
Cumhuriyet devri şairlerindendir. 15 Ocak 1902 yılında Selanik’te doğmuş olup, 3 Haziran 1963 Moskova’da öldü. Babası Selanik’te Dışişleri Bakanlığında çalışan Nazım Bey’dir. Annesi Celile Hanım da piyano ve resimle ilgilenen kendi yetiştirmiş bir bayandır. İlk şiiri Feryad-ı Vatanı 3 Temmuz 1913’te yazdı. Nazım Hikmet Galatasaray Lisesinin ortaokul kısmını bitirdikten sonra bir aile toplantısında denizciler için yazdığı bir kahramanlık şiirini Bahriye Nazırı Cemal Paşa’ya okuyunca çocuğun Bahriye Mektebine gitmesine karar verildi. 25 Eylül 1915’te Heybeliada Bahriye Mektebi’ne girdi, 1918’de 26 kişi içinden 8. olarak mezun oldu. Ancak Kurtuluş Savaşı’nın başlaması ve sağlık sorunlarından ötürü okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Bolu’da öğretmenlik yaptı. Moskova’da Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesinde siyasal bilgiler ve iktisat eğitimini aldığı yıllarda komünizmin ilkelerini benimsedi. Türkiye’ye döndü ve Aydınlık dergisini çıkararak şiirlerini yayımladı. Dergide yazdığı şiirler yüzünden on beş yıl hapsi istenince Rusya’ya tekrar gitti. 1928’de affedilince tekrar Türkiye’ye geldi. Resimli Ay dergisini çıkardı.
1938’de orduyu ayaklanmaya sevk ettiği iddiasıyla yirmi sekiz yıl dört ay hapis cezası aldı ve İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde toplam on iki yıl yattı. 1950’de af kanunuyla çıktı. Ancak bu sefer de sağlık nedenlerinden dolayı askere gidememesi sorun oldu. Öldürüleceğine dair aldığı duyumlar üzerine Rusya’ya gitti. Ömrünün sonuna kadar Rusya’da yaşadı. 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarıldı; ölümünden 46 yıl sonra, 5 Ocak 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile bu işlem iptal edildi.
Edebî Kişiliği:
İlk şiirlerini hece ölçüsü ile yazmaya başladı ancak içerik bakımından diğer hececilerden farklıydı. Şiirsel gelişimi arttıkça hece ölçüsü ile yetinmemeye ve şiiri için yeni formlar aramaya başladı. Sovyetler Birliği’nde yaşadığı ilk yıllar olan 1922 ile 1925 arasında bu arayış doruğa çıktı. Hem içerik hem de biçim bakımından dönemindeki şairlerden farklıydı. Hece ölçüsünden ayrılarak Türkçenin vokal özellikleri ile ahenk oluşturan serbest ölçüyü benimsedi. Mayakovski ve fütürizm taraftarı genç Sovyet şairlerinden esinlendi.
Şiirlerinden birçoğu Fikret Kızılok, Cem Karaca, Fuat Saka, Grup Yorum, Ezginin Günlüğü, Zülfü Livaneli gibi sanatçılar ve gruplar tarafından bestelendi. Ünol Büyükgönenç tarafından özgün bir şekilde yorumlanmış olan küçük bir kısmı ise 1979’da “Güzel Günler Göreceğiz” ismiyle kaset olarak çıktı. Birkaç şiiri ise Yunan besteci Manos Loizos tarafından bestelendi. Ayrıca bazı şiirleri Yeni Türkü’nün eski üyesi Selim Atakan tarafından da bestelenmiştir.
Eserlerinden Bazıları:
Şiir Kitapları: Jokond ile Sİ-YA-U (1929); 835 Satır (1929),Varan 3 (1930), 1+1 =1 (Nail V.Çakırhan ile 1930), Sesini Kaybeden Şehir (1931), Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932), Gece Gelen Telgraf (1932), Taranm Babu’ya Mektuplar (1935), Portreler (1935), Simavna Kadısı Oğlu Bedrettin Destanı (1936), Kurtuluş Savaşı Destanı (1965), Memleketimden İnsan Manzaraları (1966), Saat 21-22 Şiirleri (1965), Dört Hapishane’den (1966), Rubailer (1966).
Oyunları: Kafatası (1932), Bir Ölü Evi Yahut Merhumun Hanesi (1932), Unutulan Adam (1934), Ferhat İle Şirin (1965) En İyi (1965), İnek (1965), Sabahat (1966), Ocak Başında Yolcu (1966), Yusuf ile Menofis (1967), Demokles’in Kılıcı (1974).
Romanları: Kan Konuşmaz (1965), Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim (1967).
Fıkraları: İt Ürür Kervan Yürür(1936), Milli Gurur (1936).
Mektupları: Kemal Tahir’ e Hapishaneden Mektuplar (1968), Oğlum Canım Evladım Memedim (1968), Va-nulara Mektuplar (1970), Nazım ile Piraye (1977).