Siyasetin koyunları
25 Haziran 2023 tarihinde yapılan Yunanistan Genel Seçimlerin (hükümet seçimleri) neticesinde sekiz partinin oluşturduğu üç yüz sandalyelik Yunanistan Meclisi renkli söylem ve görüntülere sahne olmaktadır. Olmaya devam edecek gibi de görünüyor.
Yüzde dört bandında oy potansiyeline sahip Elliniki Lisi (Yunan Çözümü) partisi lideri Kiryakos Velopoulos, yüzde 40 küsür oy alarak ve 158 milletvekiliyle iktidarı oluşturan Nea Dimokratia (Yeni Demokrasi) Partisi seçmenine meclis kürsüsünden “«Τόσα είναι τα πρόβατα, 40%»,“ koyunlar bu kadar. 40%”(1) diyerek hakaret etmesi siyasi ahlak olarak doğru karşılanmadı.
Ne var ki, azınlık fertleri olarak bizlere bu hakaret tanımlarını reva gören iktidar partisi üyeleri “…. ο Βαρβιτσιώτης με θρασύτητα είπε ότι εκεί οι άνθρωποι είναι «ΠΡΟΒΑΤΑ».” (2) (Varviçiotis cüretkarlıkla orada insanlar “KOYUNDURLAR” diye aşağılarken dönemin parti yüksek düzeyli yetkililerinden veya sözcülerinden bu hakareti kınayan ciddi açıklamaları görmemiştik.
Kendi seçmeni için bu tanımlamayı yapan muhalif parti liderine nasıl cevap verecekler diye ciddi bir beklenti içinde değiliz.
Kendi meclis mensupları bizler için reva gördükleri benzetmeyi, demokrasi gereği bir başkasının kendi seçmenine sıfat olarak kullanmasına da tepki vermemeleri gerekir.
Biz hiçbir zaman böyle yakıştırmada bulunmadık. Bu bizim siyasi anlayışımıza ters bir düşünce ve söylemdir. Toplumların tercihleri beyanında azınlık olmuş, çoğunluk olmuş ihsas-ı rey yönelişlerinde yüzdelik oran ne boyutta olursa olsun, saygı duymak gerekir. Yüksek oran teveccühü bizim partiye olunca; siyasi başarı, başka partiye olunca, koyun sürüsü.
Bugün için büyük çoğunluğun tercihini “koyun” diye niteleyen şahıslar, partilerinin kuruluşundan beri başarıda ve başarısızlıkta sizin partinizi terk etmeyen kitlenize ne demek lazım size göre! Öyle ya, rakip parti olunca “koyun” oluyorlarsa, partinizin seçmen tabanı olunca hangi hayvan tanımlamasına dahil edilmeleri gerekir?
Siyasi nezaket sınırları dışında seçmeni aşağılamak, hakaret etmek gibi tavırlar ve söylemler seçmeni o vasfettiğiniz hayvana dönüştürmez. Aksine sizin seviyenizi belirler.
Azınlığın her daim yüksek teveccüh tercihini bir şekliyle “koyun sürüsü” , “koyun psikolojisi” gibi söylemlerle aşağılayan siyasetçiler, buyrun ! Sizin seçmeninize de aynı etiket geldi.
Tepkiniz ne olacak?
Olacaksa niçin olacak?
Siz aynı yaftayı başka partinin programına uygun tarzda azınlık tercihine bu güzellemeyi yakıştırırken demokrasi idiyse, sizin seçmeninize karşı da demokrasi adı altında kabul edilmeli !
Yok.
Hakaret ise, siz bu hakareti yaparken hangi düzeyde siyasi dürüstlük ilkesine bağlı kalıyordunuz !
Bize göre hiçbirine.
Bizde bir söz vardır: Gülme komşuna, gelir başına.
Biz azınlık olarak her iki cenahın bu tarz hakaretvari güzellemelerini asla tasvip etmiyoruz. Seçmenin düşüncesini beyan ettiği sandığa saygı göstereceksiniz.
Yok.
Biz bildiğimizi okuruz diyecekseniz, azınlık bize neden oy vermiyor sorusuna da cevap bulamayacaksınız.
Seçim öncesi azınlık köylerine giderek ilkeli siyaset yerine, “bakın ha ! seçimden sonra sıkıntılı günler yaşarsınız”(3) tehditvari cümlelerle gözdağı söylemleri ile sonuç elde edemezsiniz.
Eski devirler mazide kaldı.
O devirleri yaşamak ve yaşatmak istiyorsanız, bu memlekete ya krallığı, ya da cuntayı yeniden tesis etmeniz gerekir.
Aksi halde işiniz zor.
Onlar da olamayacağına göre, bu siyaset tavrıyla işiniz yine zor.
Zor dostum zor vesselam.
Selahatin KESİT
Gümülcine (Komotini)