Müftü Mustafa Trampa’dan Berat Kandili mesajı
İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa, Berat Kandili nedeniyle bir mesaj yayımladı.
Müftü Mustafa Trampa’nın mesajı şöyle:
“Muhterem Müslüman Türk Kardeşlerim,
İlahi rahmetin bol, manevi zenginliğin dolup taştığı mübarek üç aylardan Şaban ayının içinde bulunuyoruz. Bu mübarek ayın ortasında bulunan rahmeti sonsuz, affı sınırsız olan Berat Kandili’ne bizi kavuşturan Yüce Rabbimize hamdolsun.24 ŞubatCumartesiakşamı ihya edeceğimiz Berat Gecesi; onbir ayın sultanı olan mübarek Ramazan Ayının da müjdecisidir.
Berat; borçtan, hastalıktan, suç ve cezadan berat etme, kurtulma, günahlardan arınma, temize çıkma, ilâhî af ve rahmete nail olma anlamlarına gelir. Berat gecesi de diğer gecelerimiz gibi her birimiz için birer tefekkür, tezekkür ve yenilenme gecesidir.
Bu gece; aynı zamanda ümit gecesidir. Buna göre, ne kadar günahkâr olursak olalım, günahlarımızı itiraf edip, kendisine yöneldiğimiz takdirde Yüce Allah’ın bizi affedeceği hususunda ümitvar olmalı ve vakit geçirmeden bir an önce tövbe etmeliyiz. Bu itibarla, Berat Gecesi’ni idrak eden herkes, Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’deki; De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”(ez-Zümer, 39/53.)müjdesinin farkına vararak kendi özümüze dönmeli, ümitlerimizi canlandırmalı, bağışlama ve bağışlanma duygularımızı güçlendirmeliyiz.
Berat; bizlere her türlü şer, kötülük, zulüm, haksızlık ve adaletsizlikten beri olmayı, onlardan uzak kalmayı öğretir. Berat gecesi, Müslümanlarca kutsal sayılan, rahmet ve mağfiret gecesi, mü’minlerin dualarının kabul, günahlarının af olduğu bir zaman dilimidir.
Yüce Allah bu gecede ilahi rahmetini bol bol indirmekte, rızık ve şifa kapılarını sonuna kadar açarak bizleri sonsuz ikramlarına davet etmektedir. Nitekim Sevgili Peygamberimiz; “Şaban ayının 15. gecesini ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah, bu gece dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve ’Yok mu tövbe eden, tövbesini kabul edeyim! Yok mu rızık isteyen, rızık vereyim! Yok mu şifa isteyen, şifa vereyim!.. Yok mu başka isteği olan ona da istediğini vereyim” buyurmuştur. (İbn Mâce, Sünen, “İkâmetü’s-salât”, 191.)
Değerli Kardeşlerim,
Ahiret hayatının ebedi olduğunu her zaman hatırlayarak bu gecelere daha bir ehemmiyet vermeliyiz. Bu dünyadan ayrıldıktan sonra bir daha dönüş yok. Ne kadar ah etsek, ne kadar üzülsek ve ne kadar pişman olsak da bu hayata veda ettikten sonra dönüşümüz yoktur. Bu sebeple Berat gecesinde gerçek beraatımızı gerçekleştirmek için ahiret hayatını –hayatımızın hiçbir zamanında unutmayacağımız gibi- bu gece de unutmayalım. Küçük hesapların peşine, geçici dünyanın aldatıcı sevgilerine takılmayalım.
Bu gecede tövbe ve istiğfarda bulunalım. Çünkü bu gecede Efendimizin diliyle bizlere müjdesi vardır. Bu müjdeden yararlanmak için günahlarımıza, isyanlarımıza ve hatalarımıza tövbe edelim, bağışlanma dileyelim. Çünkü Yüce Allah tövbe edenin tövbesini kabul etmektedir. Hud süresi 3. ayette şöyle buyruluyor:
“Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra da O’na tövbe edin ki sizi belirlenmiş bir süreye (ömrünüzün sonuna) kadar güzel bir şekilde yararlandırsın ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum”
Aziz Kardeşlerim,
Berat Kandili mesajı vesilesiyle, geçtiğimiz günlerde Yunanistan Meclisinde onaylanan eşcinsel evliliklere ve eşcinsel çiftlerin birlikte çocuk edinmesine imkân tanıyacak yasa tasarısı üzerinde durmak gereğini duyuyorum. Kur’an-ı Kerim’de böyle bir uygulamayı Hz. Lût (a.s.)’ın sapkın kavminde görmekteyiz. Kur’an’da, Lût kavminin eşcinselliğin yaygınlık kazandığı ilk toplum olduğuna atıfla onların, bu çirkin fiili işlemeleri ve peygamberleri Hz. Lût’un kendilerini bu işten alıkoymaya yönelik uyarı ve öğütlerine kulak vermeyişleri sebebiyle helâk edildiği anlatılır.
Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak bizler millî ve dinî değerlerine duyarlı ve sımsıkı bağlı bir toplumuz. Buna göre bizler çocuklarımıza değer verir onların gönüllerine dokunursak, onlar da bizi örnek alacaklardır. Böylece Azınlık olarak hep birlikte bu duygu ve düşüncelerle hareket edersek, söz konusu yasadaki o sapkın düşünceler bizde asla kabul görmez.
Aile kurumunu tehdit eden en büyük tehlikelerden biri eşcinselliktir. Bu durum toplumsal düzenin bozulmasına, nesillerin zaman içerisinde yok olmasına ve en önemlisi insana mahsus hayat duygusunun da yitirilmesine sebep olmaktadır. Kuran-ı Kerim’de bunun çok kötü bir yol olduğu ayetlerle anlatılmıştır.
Bu yasaya bakıldığında bu işin merkezinde çocukların da olduğunu, yasada eşcinsel evliliğin yanı sıra bu şahısların çocuk da edinebileceği görülmektedir. Burada çok önemli bir nokta var. Bir çocuk ailede üç temel noktayı örnek alır. Müstakil olarak anneyi, babayı ve anne baba ilişkisini örnek alır. Bu ilişkiler aile içinde sağlıklı ise, çocuk dışarıda farklı rol model aramaya yönelmez. Bizler de çocuklarımıza din eğitimi verirken bu konuya özenle dikkat ederiz. Çocuklarımızın aileleriyle devamlı iletişim halindeyiz. Dolayısıyla burada sağlam aile yapısı çok önemlidir. Eğer aileler küçük yaştan itibaren çocuklarına örnek model olursa, çocuğun farklı ya da olumsuz eğilim göstermesi imkânsızdır. Bu yasada ortaya çıkacak durumlar felakettir ve kısa zaman içerisinde insanlığın felâkete sürüklenmesi anlamına gelir.
Burada yeri gelmişken, şu uyarıyı da yapmayı tarihî bir sorumluluk ve dini bir vecibe olarak görmekteyim. Çocuklarımıza sahip çıkmak istiyorsak, eğitim ve öğretimlerini kendi azınlık okullarımızda görme imkânını sağlamalıyız. Önümüzdeki günlerde ilkokullara kayıtlar başlamaktadır. Eğer çocuklarımızı dinî ve millî hasletlere sahip yetiştirmezsek, yarın öbür gün dizlerimizi dövmemizin ve pişmanlık duymamızın hiçbir faydası olmayacaktır. Kaldı ki, Allah’ın bir emaneti olan çocuklarımızı Allah’ın rızasına uygun olarak yetiştirmemiz dinî bir vecibedir. Kur’an-ı Kerim’de Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır:
“Ey inananlar! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyun; onun yakıtı, insanlar ve taşlardır…” (Tahrîm Suresi: 6. Ayet)
Bu vesileyle hepinizin Mübarek Berat Kandilini kutlar, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı ve Tüm İslam Âlemi için hayırlar getirmesini, günah yüklerimizden berat etmiş olarak Ramazan-ı Şerife girmeyi Yüce Rabbimden niyaz ederim.”