Mustafa Kemal Atatürk Batı Trakya’da anıldı
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk için Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosluğunda anma töreni düzenlendi.
Tören, Atatürk’ün vefat ettiği saat 09.05’te bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
Daha sonra günün anlam ve önemine ilişkin konuşmalara geçilerek ilk olarak Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği çatısı altında faaliyet gösteren Genç Akademisyenler Topluluğu Başkanı Emre Kamil söz aldı.
“Bizler Batı Trakyalı gençler olarak Atatürk’ü yalnızca lider olarak değil bize kimliğimizi özgürlüğünüzü ve geleceğimizi armağan eden bir yol gösterici olarak kalplerimizde taşıyoruz.” diyen Kamil sözlerine şöyle deam etti:
“BATI TRAKYA’DA ATATÜRK’ÜN MİRASINA SAHİP ÇIKARAK KÜLTÜRÜMÜZE DİLİMİZE VE DEĞERLERİMİZE SIKI SIKIYA BAĞLI KALDIK”
Atatürk bizlere bir millet olmanın onurunu ve bağımsız yaşamanın değerini öğretti. Hayatı boyunca milletin çağdaş medeniyet seviyesinde ulaştırmayı hedefleyen büyük lider bizlere her zaman ileriyi işaret etti. O’nun en büyük mirası olan Cumhuriyet Batı Trakya’da yaşayan bizler için yalnızca bir yönetim biçimi değil özgürce yaşamanın düşünmenin ve kimliğimizi korumanın simgesi olmuştur. Atatürk bizlere güçlü bir millet olamnın yolunu gösterdi. Batı Trakya’da Atatürk’ün mirasına sahip çıkarak kültürümüze dilimize ve değerlerimize sıkı sıkıya bağlı kaldık. Bizler onun “Bütün ümidim gençliktedir” sözünden aldığımız ilhamla her zaman birlik içinde geleceğe güvenle bakacağız. O’nun biz gençlere duyduğu güvenin ne kadar değerli olduğunun farkındayız ve bu güvene layık olmak için her gün daha fazla çalışıyoruz. O’nun açtığı bu yolda aklın ve bilimin ışığında yürüyecek bu toplumumuzun dilimizi kültürümüzü daima koruyacak ve yaşatacağız. Bu topraklarda Atatürk’ün izinden gitmek O’nun değerlerine sahip çıkmak bizim için bir gurur kaynağıdır. Bugün burada bir kez daha Atamıza söz veriyoruz. Emanet ettiğin değerlere sahip çıkacak çağdaşlık yolunda hiç durmadan ilerleyeceğiz. Ruhun şad olsun Atam senin izindeyiz, senin izinden ayrılmayacağız.”
Daha sonra Türkiye’den Batı Trakya’da görev yapan kontenjan öğretmen Serkan Demir söz alarak, Atatürk geride bıraktığı eserlerle bizim kalbimizde sonsuza dek hiç bitmeyecek bir sevgiye imza atmış bu nedenle de günümüze dek yaşatılmış ve ebediyete kadar da bu milletin kalbinde yaşayacaktır. Sizler bilmelisiniz ki; Atatürk’ün ilkeleri ışığında onun çizdiği muasır medeniyetlere ulaşmanın yolunda hiç yorulmadan yürüme konusunda kararlı olmak O’na verilecek en büyük hediyelerin başında gelmektedir. Eğitimci olarak bizler Atatürk’ün ümit ettiği o gençlik olacağız onun yüzünden ve gösterdiği hedeflerden bir an bile ayrılmadan ülkemizi her alanda başarıdan başarıya taşıyacağız. Bundan hiç şüphemiz yoktur ulu Önder Atatürk’ü anlamak ve fikirlerinden kendimize bir yol haritası kabul etmek bu doğrultuda çalışmak ona karşı duyduğumuz saygının ve sebebini en büyük göstergesi olacaktır. Biliyorum ki bizler eğer kendi ufkumuzu geniş hedeflerimizi de büyük tutarsak ancak o zaman onun manevi şahsiyeti karşısında başımız dik alnımız açık bir şekilde durabiliriz.” diye konuştu.
Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal yaptığı konuşmada, Atatürk’ün lider kişiliğinin yanı sıra, Türk-Yunan dostluğunu da öncelediğine dikkat çekti.
Başkonsolos Ünal şunları dile getirdi:
“101. yaşındaki Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük devlet adamı, büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının yıldönümünde ülke olarak saygı, şükran ve özlemle anıyoruz.
Liderlik özelliğinin yanısıra, sabrıyla, ikna kabiliyetiyle, bilgisiyle ve vizyonuyla yoğurduğu öğretmenliği sayesinde şahsi ve milli başarılara imza atan bir kişiden bahsediyoruz.
Peki bize, sivil ve askeri pedagojik eserleri, dışında neleri öğretti?
Durum ne kadar karanlık olursa olsun gelecekten hiçbir vakit umudun kesilmeyeceğini,
Umudun da bir tür mutluluk olduğunu, belki de mutlulukların en büyüğü olduğunu,
Kurtuluş, kuruluş ve ilerleme gereği ortadayken, gerçek hedefe odaklanmayı, serseri kelebekler gibi kafalarda uçuşan düşünceleri yakalamayı ve harekete geçmeyi,
Savaşta bir askerin bir külçe altından yüz kat daha değerli olduğunu, askerin de nihayetinde insan olduğunu,
Kutsal isyan döneminde boş ve bir çöl gibi görünen Ankara’nın bu görüntüsünün içinden örgüt yaratmayı, boş görünen yerin dopdolu olduğunu, çöl sanılan Ankara’da saklı ve güçlü bir birliğin bulunduğunu, onun da Türk milleti olduğunu,
Altının, gümüşün yapamayacağını, gerçek kurutuluşu Türk gençlerinin yapacağını, gençlerle her zaman bir mucize yaratılabileceğini,
İstiklal uğruna mücadeleye azmetmiş bir milletin kudretinin sadece silahtan ve cephaneden değil, ideal ve imandan da geldiğini,
Türk’ün cesaretine ve fedakarlığına güvenerek, vatanın parçalanmaktan, milletin esir olmaktan kurtarılabileceğini öğretti.
Ve halk, gözlerini bu umut noktasına, Mustafa Kemal’e dikti, arkasından yürüdü.
Savaştan çıkmış ve artık kendi kaderini çizmek isteyen yeni doğmuş cumhuriyetin temelini attığında, Türkiye’nin kimsenin düşmanı olmadığını, sadece insanlığın düşmanı olanların düşmanı olduğunu vurguluyordu.
İşte bu anlayışla, Türk-Yunan dostluğunu da önceledi. Ve bunu da bize miras bıraktı.
Sabır özelliğini vurgulamıştım, ancak, gerektiği yerlerde acele edilmesi gerektiğini de bilirdi. Yani ahval ve şeraiti iyi okuyan, olması gerekeni de süratle sağlayan bir liderdi.
Harf devrimi gerçekleştiğinde bazı kimselerin ilk-orta-yükseköğretimde kademeli olarak yeni harflere geçişi savunmasına karşılık, bunu reddetmiş ve devrimin ya bir anda olacağını ya da hiç olmayacağını söylemişti.
İşte hemşehriniz Mustafa Kemal! Sevk ve idareyi bir sanat haline getiren lider. Bize neyin nasıl yapılacağını gösteren devlet adamı.
Örneğini izlediğimizde, yolundan gittiğimizde mutlaka amaca ulaşacağımızdan emin olduğumuz, devirlerin ötesinden bize seslenen Büyük Türk.
Eserini, Türkiye’yi korumak, ilerletmek görevimiz, şerefimiz, namusumuzdur.
Sözlerime son verirken, bu Büyük şahsı, mücadele arkadaşlarını, tüm şehit ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyor, sabrınız için teşekkür ediyorum.”
Gümülcine Başkonsolosluğunda gerçekleştirilen anma törenine Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa, azınlık kurum başkan ve yöneticileri, yerel yöneticiler, öğretmenler, din görevlilerinin yanı sıra Meriç, İskeçe ve Gümülcine’den olmak üzere çok sayıda soydaş katıldı.