Levent Sadık Ahmet, iş hayatındaki başarı hikayesini Quality Dergisi’ne anlattı
Batı Trakyalı iş insanı ve aynı zamanda DCT Trading Yönetim Kurulu Başkanı Levent Sadık Ahmet, Türkiye’de yayımlanan Quality Dergisi’ne konuştu.
Quality Dergisi Genel yayın Yönetmeni Salih Keçeci’nin sorularını yanıtlayan Levent Sadık Ahmet, iş hayatına ilk olarak pamuk ticaretiyle başladığını söyledi. Bunun dışında Yunanistan’da, Avrupa’da ödüllü bir tesis olan ve hijyen standartlarını 6 yıl boyunca yüzde 100’le geçen bir paketleme tesisi olduğunu da belirten Sadık Ahmet, kiraz ve yaban mersini başta olmak üzere, iyi tarım uygulamalarının tamamını uygulayan bir sisteme sahip olduklarını belirtti.
Levent Sadık Ahmet’in “Hepimizin ülkemize ve bayrağımıza vefa borcu var” başlığı altında Quality Dergisi’ne verdiği röportaj şöyle:
“Hepimizin ülkemize ve bayrağımıza vefa borcu var. Devletimiz için her zaman her şeyi yapmaya hazır olan bir aileyiz
Gümülcine’li Levent Sadık Ahmet, Batı Trakya Türklerinin unutulmaz lideri olan rahmetli babası, şaibeli bir trafik kazasında vefat ettiğinde daha 15 yaşında bir çocuktu. O elim kaza sonrası Türk devletinin desteği ile annesi ve kız kardeşi ile birlikte ambulans uçakla İstanbul’a getirilmişti…
Eğitimine devam ederken ailesinin geçimini sağlamak için ticarete başlayan Levent Sadık Ahmet, 21 sene önce önce kurduğu DCT Trading Dış Tic. isimli şirketi ile günümüzde beş kıtada onlarca ülkeye başta pamuk olmak üzere tarım ürünleri ihracatı yapan çok başarılı bir iş insanı.
Dünya Türk İş Konseyi, Balkanlar Koordinatörü olan Sadık Ahmet, evli ve iki erkek evlat sahibi. Genel yayın Yönetmenimiz Salih Keçeci, Levent Sadık Ahmet ile makamında buluştu. Gelin hep birlikte okuyalım…
Gümülcine’de çok zor ve acı bir çocukluk geçirdiniz, kısaca anlatmak ister misiniz?
Ben 1979 Batı Trakya doğumluyum. Rahmetli babam Doktor Sadık Ahmet, Batı Trakya Türkleri’nin lideriydi. Benim çocukluk dönemimde Batı Trakya Türkleri çok zor günler geçirdi. Çok büyük hak ihlalleri vardı ve hala devam etmekte. Rahmetli babam, bunları Avrupa’da uluslararası platformlara taşıyan bir lider. Türk’üm dediği için hapse girmiş bir isim ve Gümülcine’de ilk kez bağımsız milletvekili seçilen birisi. Çok zor bir çocukluk yaşadık biz. Uzun yıllar gelen tehditlerin ardından babam, 24 Temmuz 1995’te, Lozan Barış Antlaşması’nın imzalandığı tarihin yıldönümünde şaibeli bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Şehit oldu. Annem, kız kardeşim ve ben hepimiz arabadaydık. Hatta babam benim elimde son nefesini verdi. Ben o sırada 15 yaşındaydım.
Babanızın mekanı cennet olsun. Türkiye’ye gelişiniz nasıl oldu?
Kız kardeşim kaza sebebiyle yaralıydı. Cenazenin ardından Türkiye Cumhuriyeti devlet yetkilileri annemle temasa geçti. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin garantisi altında yaşayan bir azınlıktık. 10 Ağustos 1995’te özel bir ambulans uçakla Atatürk Havalimanı’na getirildik. Rahmetli Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller de Başbakan’dı. Bir valizle annem, ben ve kardeşim İstanbul’a geldik.
Bedrettin Dalan, İstek Vakfı’nda bizi burslu okuttu. Liseyi bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdim. Ardından ABD’ye gittim, Los Angeles’ta eğitim gördüm. Hızlı şekilde ticarete atılmak durumundaydım. Çünkü hem yuva kuracaktım hem de annem ve kız kardeşim vardı ayrıca evimizin geçimini sağlamak zorundaydım. İlk olarak pamuk ticareti aracılığı ile iş hayatına başladım.
Hemen burada araya girmek istiyorum, hayatınızda iş insanı Ahmet Çalık’ın önemli bir yeri var bildiğim kadarıyla. Anlatır mısınız?
Benim ilk müşterim ve bana çok destek olan kişidir Ahmet Çalık. Çalık Holding’in o zaman GAP pazarlama adı altında uluslararası pamuk ticareti vardı. Ben de randevu aldım ve kendisiyle görüştüm. Kendisi bana ‘Hangi şirkette çalışmak istersin?’ diye sorduğunda, ben de ‘Öyle değil, sizinle pamuk ticareti yapmak istiyorum dedim. Sağ olsun kabul etti. Hemen talimat verdi ve bir sonraki sezon Çalık Holding’e pamuk satmaya başladım.
6 ay sonra da Sanko devreye girdi. Adil Konukoğlu o zaman tekstilin başındaydı. Her ikisinden de Allah razı olsun. Devamında Türkiye’nin dört bir tarafında müşteri kazanarak büyümeye başladık.
DCT Trading nasıl kuruldu ve açılımı nedir?
DCT’nin açılımı, (Delintation Cotton Trading) yani ‘Delintasyon Pamuk Ticareti’. Hayalimde delintasyon tesisi kurmak vardı ancak o projemiz başarılı olmadı. Ben de pamuk aracılığıyla devam ettim.
Hayalim her zaman çok büyüktü ve uluslararası arenaya açılmaktı. Bunun için de tabii ki şirket kurmamız gerekiyordu, annemin verdiği 10 bin dolarla başladığım ticari hayatımda çok şükür bugünlere geldik.
Tarım ürünleri içinde ana kaleminiz pamuk ve Çin devletine pamuk sattığınızı duydum anlatır mısınız?
Evet ana lokomotifimiz pamuk ticareti. Avustralya’dan Afrika’ya, Afrika’dan Türkiye’ye, Türkiye’den Çin’e pamuk ticaretinin içindeyiz. Şu anda Çin’in ana tedarikçilerinden birisiyiz. Çin devlet rezervine pamuk satma hakkı kazandık. Çin’in bizdeki Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) gibi şirketleri var. O şirketlere akredite olamazsanız pamuk ya da farklı emtialar satamazsınız. Geçen sene bunu başardık ve çok büyük rakamlarda, çok büyük miktarlarda satış yaptık. Bütün Asya’da müşterilerimiz var. İhracat olarak şu anda 7-8 ülkeye satış yapıyoruz. Tedarik olarak da birçok ülkeden alım yapıyoruz. Yunanistan, Türki Cumhuriyetler, Avustralya, ABD, İspanya, Brezilya ve bazen de Mısır’dan pamuk alıyoruz. 8-9 ülkeye de satıyoruz.
Pamuğu tarladan mı, işlenmiş olarak mı alıyorsunuz?
Çırçırdan çıkmış olan balyayı satın alıyoruz. Ham pamuk ticareti dünyada sadece ülke içinde yapılır, ihracat olarak yapılmıyor. Çırçırdan çıkan 200 kiloluk balyanın ticaretini yapıyoruz. Tabii milyonlarca balya ve binlerce konteynerden söz ediyoruz. Hem ithalat hem ihracat hem de transit yapıyoruz. Bazen Yunanistan’dan Mısır’a satış yapıyoruz. Mersin’e pamuk getirip Türki Cumhuriyetler’e ve iç piyasaya gönderiyoruz. Ama geçen sene ağırlıklı olarak Türk pamuğu ihracatçısı büyük pay aldı pastadan, onu da bütün dünyaya satıyoruz.
Bunun dışında Yunanistan’da paketleme tesisimiz var. Rodop eteklerinde bulunduğu için bölgenin ismini verdik tesise, ‘Yaka Paketleme’ tesisi oldu.
Taze kiraz paketleme tesisimiz var, Avrupa’da ödüllü bir tesis. Hijyen standartlarını 6 yıldır yüzde 100’le geçen bir tesis. 140 kadın çalışanımız var. Bunun yanı sıra iyi tarım uygulamalarının tamamını uygulayan bir sistem.
Pardon Levent Bey; ‘İyi Tarım’ dediğiniz ne oluyor?
İyi tarım, üründe ilaç kalıntısı olmayan demek. Modifiye atmosfer poşetlerle 10-15 gün aynı koşullarda kirazın tazeliğini koruyan bir uygulamadan bahsediyoruz.
Orada da yılda 2 milyon kilo civarında kiraz paketliyoruz, bölgedeki istihdama ciddi bir katkımız var.
“YUNANİSTAN’IN TEK VE EN BÜYÜK YABAN MERSİNİ ÜRETİCİSİYİZ”
Bunun yanında Yunanistan’ın tek ve en büyük yaban mersini üreticisiyiz. Orada ‘Bluefarm’ isminde bir tarım şirketimiz bulunmakta. Bu şirketler Avrupa Birliği’nin hibe fonlarından ciddi şekilde faydalanmakta. Yaban mersini, antioksidan açısından çok yararlı bir besin. Pandeminin ardından önemi daha da arttı. Yunanistan’da olmadığını ve bizim bölgeyle de çok uyumlu olduğunu keşfettik. Gümülcine’de 300 dönüme yakın bir çiftliğimiz var. Drone ilaçlaması, yağmur önleyici, dolu önleyici uygulamalarının olduğu bir yer. Bu yatırımları Türkiye’ye de yapmayı planlıyoruz.
Kadın istihdamına önem veren bir şirket misiniz?
Kesinlikle çok önem veriyoruz. Bizim şu anda şirketimizde kadın çalışan oranı yüzde 85 civarında. Bundan da çok mutluyum.
Teknoloji çok hızlı gelişiyor. Yapay zeka da hızla hayatımıza girdi. Sizin şirket olarak yapay zekaya bakış açınız nedir?
Gelecekteki 5-10 yıl içinde yapay zekayla çok ciddi işler yapılacak. Biz de bunun için ‘Pulse’ adında bir şirket kurduk, ‘Nabız’ anlamına geliyor. Burada karlı fonların tespiti ve hisse senetlerinin getirileri yapay zekayla yapılıyor. Son olarak da hangi hisse senetleri ve hangi emtialara yatırım yapacağınızı öngören bir model var burada. Çok ciddi büyük iştirakler fonlama yapmayı planlıyorlar. 1-2 ay sonra bunun haberini duyururuz diye düşünüyorum.
Bunun haricinde dünyada ilk kez, pamuk fiyatlarını yapay zekayla önümüzdeki 5 günlük tahminleri öngören ‘Cotcast ia’ adında bir şirket var. 8 milyon dolar bir değerlemesi vardı şirketin. Orada ilk yatırım turunda biz şirket olarak yüzde 5 olarak hisse aldık. Burada da, pamuk haricinde diğer emtiaların önümüzdeki 5 günlük fiyat tahminini yapan bir sistem var. Bunu da büyüterek ilerletmeyi planlıyoruz.”