Ana SayfaBatı Trakya HaberHaberler

İskeçe Türk Birliği’nin hak arama mücadelesinin 41. yılı

07/12/2024

İskeçe Türk Birliği yönetimi, derneğin tabelasının polisler tarafından yerinden sökülmesinin 41. yılı nedeniyle yaptığı açıklamada, “7 Aralık 1983 tarihi Batı Trakya Türklerinin kimliğimize, tarihine ve kültürüne yapılan en büyük saldırı ve baskı hareketinin en önemli dönüm noktalarından biridir. ” denildi.

Konuyla ilgili İTB’den yapılan açıklama şöyle:

“Batı Trakya Türk Azınlığı’nın ilk derneği İskeçe Türk Birliği’nin tabelasının, “Batı Trakya’da Türk yoktur” iddiasıyla yerinden sökülmesinin üzerinden 41 yıl geçti.

Bundan tam 41 yıl önce bugün, 7 Aralık 1983 tarihinde Batı Trakya Türklerinin ilk sivil toplum kuruluşu olan İskeçe Türk Birliği’nin tabelası, polisler tarafından yerinden sökülmüştü.

“Batı Trakya’da Türk yoktur” diyerek, koskoca bir toplumun milli kimliğini inkâr ederek, isminde “Türk” ibaresi bulunduğu gerekçesiyle İskeçe Türk Birliği’nin tabelasının polisler tarafından yerinden sökülmesinin üzerinden bugün tam 41 yıl geçti.

7 Aralık 1983 tarihinden itibaren başlayan demokrasi, hukuk, insan hakları mücadelesi, kısaca söylemek gerekirse HAK ARAMA MÜCADELEMİZ 41 yılını geride bıraktı.  Maruz kaldığımız ayrımcılığa, baskıya, inkârcılığa, haksızlığa, demokrasi ve uluslararası hukuk anlayışına aykırı uygulamalara karşı Batı Trakya Türklerinin mücadelesi sürüyor.

7 Aralık 1983 tarihi Batı Trakya Türklerinin kimliğimize, tarihine ve kültürüne yapılan en büyük saldırı ve baskı hareketinin en önemli dönüm noktalarından biridir.

Hatırlatacak olursak; 7 Aralık 1983’te İskeçe Türk Birliği’nin dernek binasının girişinde bulunan Türkçe ve Yunanca tabelası yerinden sökülmüş, kısa bir süre sonra da dönemin İskeçe valisi tarafından, “Batı Trakya’da Türk yoktur” iddiası ve derneğimizin “kamu düzenine ve milli güvenliğe tehdit oluşturduğu” safsatasıyla kapatma davası açılmıştır.

İskeçe Türk Birliği hakkında mahkeme tarafından yukarıda belirtilen tezlere dayanılarak verilen kapatma kararına karşı uzun bir adli süreç başlamış ve iç hukuktaki mücadelemiz tam 22 yıl sürmüştür. Bu uzun sürecin sonunda Şubat 2005’te Yunanistan Yargıtay Genel Kurulu, ne yazık ki İskeçe Türk Birliği’nin kapatılmasını onaylamıştır.

2005 yılı Şubat ayında açıklanan bu karar Batı Trakya Türk Azınlığında büyük bir hayal kırıklığı ve tepkiye neden olmuştur. Batı Trakya Türk Azınlığı, İskeçe Türk Birliği, Gümülcine Türk Gençler Birliği ve Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği hakkında verilen mahkeme haksız kararlarını hiçbir surette hukuki bir karar olarak görmemiş, söz konusu kararların azınlığın Türk milli kimliğini inkarına dayanan siyasi bir karar olarak nitelendirmiştir.

Bu aşamadan sonra hak arama mücadelesini uluslararası arenaya taşıyan İskeçe Türk Birliği, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürmüştür. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 2008 yılında açıkladığı kararla İskeçe Türk Birliği’nin kapatılma kararından dolayı Yunanistan’ı mahkum etmiş ve Yunanistan’ın bu kararla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiğine hükmetmiştir. Ancak, vatandaşı olduğumuz ülkemiz Yunanistan 2008 yılından bu yana tam 16 yıldır bu yana İskeçe Türk Birliği ve diğer Türk azınlık dernekleriyle ilgili AİHM kararlarını uygulamamakta ısrar etmektedir.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM İcra Dairesi ve diğer uluslararası kuruluşların AİHM kararlarını uygulaması yönünde çağrı ve baskılarını görmezden gelen Yunanistan, uluslararası hukuka uymayarak kendi söylemleriyle de büyük bir çelişkiye düşmektedir.

AİHM kararlarını uygulamayarak, Batı Trakya Türklerinin tarihi derneği İskeçe Türk Birliği’ne yasal statüsünü ve tüzel kişiliğini iade etmeyen Yunanistan devleti, azınlığımızı rencide etmekte ve azınlık toplumu ile devlet arasındaki güven ilişkisini zedelemeye devam etmektedir.

İsminde “Türk” ibaresi olduğu için azınlık derneklerinin tabelalarının yerinden sökülmesi, Batı Trakya Müslüman Türk Toplumu’nun milli kimliğinin inkârının adeta sembolü olmuştur.

İskeçe Türk Birliği olarak, AİHM kararlarının uygulanması, derneğimizin yasal statüsünün ve tüzel kişiliğinin iade edilmesi ve 41 yıllık antidemokratik uygulamanın, baskı ve ayrımcılığın sona ermesi için verdiğimiz mücadeleyi büyük bir kararlılıkla sürdürüyor ve sürdürmeye devam edeceğiz. Ta ki adalet tecelli edinceye, yani Yunanistan AİHM kararlarını uygulayıp, yıllarca süren haksızlık ve adaletsizlik sona erene kadar!”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu