“Hükümet önce toplumumuza karşı iyi niyetini göstermeli”
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Halit Habip Oğlu, “Toplumumuza karşı ayrıştırıcı, damgalayıcı, ötekileştirici dil medyaya hakim! 21 Mayıs seçimleri sonrasında bunu çok canlı bir biçimde yaşadık” dedi.
25 Haziran genel seçimleri sonrası ülkede yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Habip Oğlu, “Hükümet önce toplumumuza karşı iyi niyetini göstermeli, bu da 15 yıldır uygulanmayan AİHM kararlarını uygulamakla olur” ifadelerini kullandı.
ABTTF Başkanı Halit Habip Oğlu yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
“Seçimler sonrası 2023-2024 eğitim-öğretim yılında 9 ilkokulumuzun daha kapatılacağı haberini aldık. 2011 yılından bu yana her yıl ilkokullarımızın sayısında hızlı bir azalma var. Tüm ülke genelinde geçerli olan bir uygulama olduğu söyleniyor, ama işin aslı devletin okullarımıza bu müdahalede bulunma hakkı yok! O nedenle hep söylediğimiz gibi bu durum toplumumuza karşı sistematik ayrımcılığın aracı haline dönüştü. Rodop’ta 42, İskeçe’de 30 devlet anaokulu varken her iki ilde Türk toplumu olarak tek bir tane anaokulumuz yok. Asıl amaç Rodos ve İstanköy’de uygulanan stratejiyi uygulamak, Batı Trakya’da Türk varlığını yokmuş gibi göstermek, böyle bir algı yaratmak. Bunun için derneklerimizin adındaki Türk tanımını yasaklıyor; okullarımızı kapatıyor; müftülerimizi tanımıyor. Tıpkı Rodos ve İstanköy’de olduğu gibi. İnkara dayalı devlet politikası medyada da karşılık buluyor. Toplumumuza karşı ayrıştırıcı, damgalayıcı, ötekileştirici dil medyaya hakim! 21 Mayıs seçimleri sonrasında bunu çok canlı bir biçimde yaşadık. Ancak ilginç olan iki seçim arasında ve sonrasında ülkemizdeki bazı siyasetçi ve akademisyenlerin varlığımıza ve kimliğimize dair olumlu açıklamalarda bulunduğuna da şahit olduk. Acaba bunlar değişimin ilk ayak sesleri mi? Olur ya Baba Miçotakis’in isonomia-isopolitia, yani yasalar önünde eşitlik ve eşit vatandaşlık politikasını hayata geçirmesi gibi oğul Miçotakis de hükümet olarak değişim der! Ancak hükümet önce toplumumuza karşı iyi niyetini göstermeli, bu da 15 yıldır uygulanmayan AİHM kararlarını uygulamakla olur. Ardından “Azınlık için, azınlığa rağmen” değil, “Azınlık için, azınlıkla birlikte” diyerek eşit göz hizasında tüm sorunlarımıza birlikte çözüm üretmek için bir diyalog mekanizması oluşturur. O günler gelir mi bilmeyiz, ama do”ğrusu bu! Biz bu talebimizi yüksek sesle dile getirmekte kararlıyız!”