Batı Trakya’dan “Türkiye Yüzyılı’nda Uluslararası Türk Diasporası Sempozyumu”na katılım
Türkiye’de Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi ev sahipliğinde, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı işbirliğiyle düzenlenen Türkiye Yüzyılı’nda I. Uluslararası Türk Diasporası Sempozyumu’na Batı Trakya’dan Batı Trakya Türklerinin merhum lideri Dr. Sadık Ahmet’in kızı avukat Funda Sadık Ahmet, İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa ve SEÇEK Derneği Başkanı Necmettin Kahya katıldı.
Sempozyum, Türk Diasporasını temsil eden bürokrat, iş dünyası temsilcisi, sanatçı, sporcu, akademisyen ve yazarları bir araya getirdi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da sempozyuma video konferans ile katıldı.
Yılmaz, 7 milyondan fazla Türk vatandaşının, bulundukları ülkelerde kök salarak Türkiye’yi temsil ettiklerini, diasporadaki Türk vatandaşlarının bulundukları topraklara kattıkları değerlerle, anavatanlarına olan özlemlerini dayanışmalarıyla birleştirdiklerini söyledi.
“Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın yanı sıra diasporamız, kökleri Orta Asya’ya dayanan, ortak tarih, dil, kültür ve medeniyet birikimiyle Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olarak hareket eder.” diye konuşan Yılmaz, yurt dışındaki Türklerin kültürel kimliklerini korumalarının, anavatan ile bağlarını sürdürmelerinin ve bulundukları ülkelerde haklarını savunarak sosyoekonomik hayata katılmalarının Türkiye’nin diaspora politikasının temel hedefleri arasında yer aldığını ifade etti.
“ORTAK HEDEFLERE ULAŞMAYI SAĞLAYACAK EN GÜÇLÜ ARAÇ OLACAKTIR”
Yılmaz, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının, bu hedefler doğrultusunda yurt dışındaki Türklerin dil eğitimi, anavatan bilinci ve yaşadıkları ülkelerde güçlendirilmesi gibi alanlarda çeşitli destekler sunduğunu aktararak, şunları kaydetti:
“Ayrımcılık ile İslam düşmanlığına karşı STK’ların mücadele gücünü yükseltmek için de önemli gayretler verilmektedir. İslam düşmanlığı ve Türkofobi gibi akımlar, diasporada yaşayan vatandaşlarımız üzerinde şüphesiz ki olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Özellikle Batı ülkelerinde, Müslüman topluluklara yönelik önyargılar ve saldırılar maalesef sıklaşmıştır. Medya ve siyasi söylemler, bu korkuları ve nefret dolu yaklaşımları körükleyebilmektedir. Tüm dünyada nefret suçlarına karşı yasal çerçevenin güçlendirilmesi ve bu tür suçları işleyenlere yönelik caydırıcı yaptırımlar uygulanması elzemdir. Ayrıca, ulusal ve uluslararası arenada bu tür ayrımcı yaklaşımlara karşı politikalar geliştirilmeli ve ortak hareket edilmelidir.”
Sempozyum kapsamında bir sunum yapan merhum Dr. Sadık Ahmet’in kızı avukat Funda Sadık Ahmet sözlerine şöyle başladı:
“Bugün, babam Dr. Sadık Ahmet’in adını taşıyan bu salonda sizlerle birlikte olmak, benim için büyük bir onur ve aynı zamanda derin bir duygusallık taşıyor. Babam, Batı Trakya Türk Azınlığının kimlik mücadelesine ömrünü adamış, bu uğurda her türlü zorluğa göğüs germiş bir liderdi. Onun başlattığı bu hak mücadelesini sonraki nesillere taşımak, azınlık haklarımızı savunmak ve kimliğimizi koruma mücadelesini devam ettirmek bizlere düşen en önemli görevlerden biridir. Babamın vizyonu ve kararlılığı, bugün burada yapacağımız tartışmalara ve mücadeleye ışık tutmaya devam ediyor. Bu vesileyle merhum babamı sevgi, saygı ve özlemle anıyorum.”
Konuşmasının devamında Batı Trakya Türk Azınlığının kimlik mücadelesinden bahseden Sadık Ahmet, “Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerine yönelik yaklaşımında en dikkat çekici unsur, etnik kimliğin inkârıdır. Yunanistan, Batı Trakya’da yaşayan Türkleri resmî olarak “Müslüman Azınlık” olarak tanımlamakta ve “Türk” kimliğini kabul etmemektedir. Bu durum, hem azınlık derneklerinin kapatılması hem de okulların isimlerinden “Türk” kelimesinin kaldırılması gibi uygulamalarla pekiştirilmektedir. Etnik kimliğin inkârı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından defalarca mahkûm edilmiş olmasına rağmen, Yunanistan bu politikalarını sürdürmeye devam etmektedir.” diye konuştu.
“LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI, BİR BARIŞ VE AZINLIKLARIN KORUNMASI ÇERÇEVESİNDE YAPILMIŞ ÖNEMLİ BİR ANTLAŞMADIR”
Lozan Barış Antlaşması’nı azınlıkların korunması açısından önemli bir anlaşma olduğunun altını çizen Sadık Ahmet, “Lozan Barış Antlaşması, Yunanistan ve Türkiye arasındaki bir barış ve azınlıkların korunması çerçevesinde yapılmış önemli bir antlaşmadır. Yunanistan, Batı Trakya Türklerine yönelik bu baskıcı politikalarıyla sadece temel hak ve özgürlükleri ihlal etmekle kalmamış, aynı zamanda azınlık statüsünden doğan hakları da çiğnemiştir. Oysa Lozan Barış Antlaşması’nın maddeleri, iki ülkenin anayasalarının da üstünde yer almaktadır.” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının son bölümünde Türk Azınlığın eğitim alanında yaşadığı sorunlara da değinen Funda Sadık Ahmet, “Yunanistan’ın eğitim alanındaki uygulamaları da azınlık haklarının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Batı Trakya’da Türk azınlık okullarının sayısının yetersiz olması ve mevcut okullarda Türkçe eğitimin kısıtlanması, Batı Trakya Türklerinin kültürel kimliklerini korumalarını zorlaştırmaktadır. Türk azınlık çocukları, iki dilde de yeterli eğitim alamamakta, bu da toplumun geleceğini tehdit etmektedir.” görüşlerine yer verdi.
Sempozyuma katılan İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa, başta Batı Trakya Türk Azınlığının müftülük sorunu olmak üzere, azınlığın diğer sorunlarını dile getirdi.
Müftü Trampa sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “ Erzincan’da düzenlenen Türkiye Yüzyılında 1. Uluslararası Türk Diasporası Sempozyumu kapsamında düzenlenen panele konuşmacı olarak katıldım. Batı Trakya Türk Azınlığı’nın temel sorunlarını dile getirdim.” ifadelerine yer verdi.