“Bu sürecin sorunları çözmeyeceği ve daha da kötüleştireceği kanısındayım”
İskeçe KİNAL Milletvekili Burhan Baran. hükümetin müftülüklerle ilgili hazırladığı yeni yasal düzenlemeyle ilgili meclis kürsüsünden görüşlerini dile getirdi.
Söz konusu düzenlemenin Azınlık toplumunun kabul edebileceği şekilde olmadığını belirten Baran, “Trakya’daki müftülerin seçilmesi konusunun kurumsal olarak ele alma zamanının geldiğini de unutmamak gerekir. Bu toplumun bir bireyi olarak ve bu toplumun endişelerini ve düşüncelerini her gün dinleyen birisi olarak, bu sürecin sorunları çözmeyeceğini ve daha da kötüleştireceğini kanısındayım” dedi.
Milletvekili Baran Meclis genel kurulundaki konuşmasında şunları aktardı:
“Bugün acilen oylamaya sunulan yasa tasarısının 3. bölümündeki azınlığımız adına hassas bir konu olan Müftülükler ile ilgili yeni düzenlemelerin öncelikle azınlık toplumunun kabul edebileceği şekilde olmadığını belirtmek istiyorum.
Bu vesileyle, Trakya’daki müftülerin seçilmesi konusunun kurumsal olarak ele alma zamanının geldiğini de unutmamak gerekir. Ancak bu konu ile ilgili düşüncelerimi daha net ve ayrıntılı bir şekilde belirtmeme izin verin.
Bir Psikiyatrist gözü ile baktığımda Batı Trakya’daki bireysel ve de toplumsal Psikolojiden iyi anlayan biri olarak dini konular, benlik algısı ve inançlarla ilgili alınan kararlardaki en önemli faktörün halkımızın güvenini kazanmak olduğunu vurgulamak isterim.
Azınlık toplumunun güvenini kazanmak şarttır. Yasa Tasarısı’nın 158. maddesinde öngörülen usulle, 33 kişiden oluşacak heyet bu imkânı azınlığımıza sunulabilme ihtimalini taşımaktadır. Ancak oylamaya sunulan yeni yasa tasarısına göre, bu seçim iktidarda olan hükümetin Eğitim ve Din İşleri Bakanı tarafından yapılacaktır. Bu seçim hangi kriterlere göre olacaktır? Doğal olarak söz konusu bakanın kararını hangi unsurlar etkileyecektir? Ek kriterler olacak mı ve bunlar ne olacaktır? Bu kriterlerin objektif olması nasıl sağlanacaktır? Ya da daha az objektif olan kriterler ile ne olacaktır? Böylelikle bu düzenleme azınlık toplumunda gerekli güveni sağlayamayacak, azınlık toplumunu kuşkuya düşürecektir. Bu yasa tasarısı vesilesi ile azınlık toplumunun düşüncelerini dinlemeli, fikirleri sorulmalıydı çünkü artık radikal bir değişime ihtiyacımız vardı.
Sayın Bakanlar, bayanlar ve baylar, bir Psikiyatrist ve aynı zamanda Ksanthi(İskeçe) Vilayeti Milletvekili olarak azınlığın büyük bir kısmını temsil ettiğimi var sayarak, size basit ama bir o kadar doğru olan bir gerçeği dile getirmek istiyorum. Azınlığın dini meseleleri makul bir şekilde ele alınmalı ve büyük hassasiyet göstererek sıkı bir çalışma yapılması gereklidir.
Hristiyan ve Müslüman toplumunun arasındaki dayanışma sürdürülmeli ve güçlendirilmelidir. Ben sizlere azınlık toplumunu meşgul eden, hali hazırda olan sorunları aktarmak istiyorum. Son zamanlarda güveni gün be gün güçlendirmek yerine belirsizlik ve şüphe tohumları ekilmekte olması yakalanılan son fırsatın da kaçmış olması anlamına gelmektedir. Keşke durumlar farklı olup azınlık toplumu içerisinde güvensizliği artıran geçmişten gelen sorunlar olmasaydı, belki de müftülük meselesi kuşku yaratmayan sadece bir prosedür meselesi olabilirdi.
Bu toplumun bir bireyi olarak ve bu toplumun endişelerini ve düşüncelerini her gün dinleyen birisi olarak, bu sürecin sorunları çözmeyeceğini ve daha da kötüleştireceğini kanısındayım. Çünkü azınlık toplumunun büyük kısmının mevcut değişiklikleri kabul etmeyeceğini düşünmekteyim. Geçmişte, bugün ve gelecekte yasa üstüne yasa getirmek değil de, her şeyden önce ortak güvenin olduğu bir ortamda ilerleyebilmektir gerekli olan. Böyle hassas bir konunun uygun bir şekilde sonuçlanması için hepimizin yapması gereken tüm azınlık toplumunun saygısını güvenini kazanabilmek ve azınlık toplumu ile diyaloğu arttırabilmektir.”