AHMET METE – İSKEÇE SEÇİLMİŞ MÜFTÜSÜ 1965/2022
14-Temmuz-2022 tarihinde Perşembe günü vefat eden sevgili İskeçe (Yunanistan) Seçilmiş Müftümüz Ahmet METE, taraflı tarafsız herkesin saygınlığı üzerine 15-Temmuz-2022 Cuma günü bu dünyadan ebediyete uğurlanıyordu.
Mütevazi ama bir o kadar da kalabalık arasında ebediyete uğurlanmanın son görevi olan cenaze merasimi bir gerçeği de gözler önüne seriyordu. Baskılanan topluma kanunlarını zoraki yöntemlerle uygulayabilirsiniz ama sevgi ve saygı duygularını asla gönüllere yerleştiremezsiniz. METE’nin bu dünyaya son veda durağında bunu görmek isteyen de, istemeyen de görmek zorunda kaldı. Bu uğurda yapılmaya çalışılan manipülasyonlar da toplum nezdinde hiç bir şekilde yer bulmadı, bulmayacak. Yakın geçmişte bunun örneklerini gördük. İsteyen ibret alır, istemeyen ise ona biçilen yolda kendini heba eder. Toplumunun nefret bakışları ve söylemleri kendisinin kârı olur.
Kendisiyle tanışıklığımız üniversite yıllarına dayanır. 1980 yılların yarılarında idi. Suudi Arabistan’ın Medine Şehri, Medine Üniversitesi’nde öğrencilik yıllarında oldu. Öğrenci olarak oraya gittiğimizde kendisini orada bulduk. Bizden önce öğrenci olarak oraya kaydolmuş ve bize bir nevi ağabeylik görevinde de bulundu diğer bizden büyük öğrenci ağabeyler gibi.
Dertlerimizi birlikte paylaşıyorduk. Sıkıntılar ve meşakkatler birlikte aşılıyordu. Mutluluklar da birlikte yaşanıyordu. Uluslararası ölçekte üniversite olması hasebiyle o zaman için Birleşmiş Milletler’in listesine kayıtlı yaklaşık 194 ülkesinin yaklaşık 120 ülkenin vatandaşlığına sahip öğrenci kitlesi mevcut idi. Böyle kalabalık bir öğrenci topluluğunda herkesle bölgesel duygularını paylaşamayacağına göre, geriye kendi bölgenin insanı ve arkadaşlarınla hem-hal olmak kalıyor ve bizler de bunu böyle yaşıyorduk.
Bugünün hayat standartları ve yaşam koşullarından bakılınca pekte öyle zor denilemeyecek bir durum gibi algılansa da, o dönemler farklı idi. Bugünün ne cep telefonu vardı, ne de yirmi dört saat bedava internet erişimi. Bunlardan hiç biri yoktu. Bir tek sulu kalem ile yazılmış mektup ki oda çoğu zaman neredeyse bir ay sonra ulaşıyordu. Bu gün bayat bir haber olabilir ama o gün en taze haber kaynağıydı mektup. Birde sabit telefon. Tabi onu kullanmak için de biraz (para) mangır. Sadece acil durumlarda kallanmaktan başka seçenek kalmıyordu. Dönem arası tatillerde gelip gitmek kolay olmuyordu. Kara yolu ulaşımı olmadığından geriye maliyeti yüksek hava yolu ulaşımı kalıyordu.,
Bu ortamda yaşanan hayat ister istemez sizi memleket arkadaşlarıyla dost yapıyordu. Fikir ayrılıklarınız olsa da, tartışma ortamlarını yaşasanız da bir müddet sonra bunları bağrınıza gömmek kalıyordu. Şayet affedilmeyecek boyutta olmuş iseler de. Bu boyutta bir durum yaşamadık kendi çevremizde. Bu arkadaşlık ortamını sağlayan koşullarmıydı, yoksa ortak dertlerin olması ve herkesin birbirini anlamasının oluşturduğu kaynaşmamıydı, onu bilemiyoruz. Ancak değişmeyen ve değişmeyecek gerçek, samimi dostluk ortamının bir yere kadar gerçekleşmiş olmasıdır.
Ahmet METE, herkes gibi kendi hedefi olan, bu hedef doğrultusunda eğitim hayatında başarılı olmaya çalışan ve olan bir arkadaşımız, bize göre ağabeyimiz idi. Düzgün konuşma yeteneğinin yanında espritüel yaklaşımı onu ayrıcalıklı kılan özelliklerindendi.
Memleketi hakkında hedeflerinden biri de, toplumsal etkiye sahip olmak ve bu ortamda hizmet gayesi ve düşüncesi ile kendisini hem hal ediyordu. Belki de bu özelliği onu hayatında hedeflerine ulaştıran etken oldu.
Ağabeyliğinin gereği ve kendisinin de başarılı olmasının yollarından birinin kitap okumak ve okunan kitabın veya makalenin, derginin, gazetenin, velhasıl her ne ise okunmuş olan, özetini çıkarma talebi ve isteği bizi bir nebze bu yola sevk eden çabasıydı. Çünkü o, bir şeyi anlatabilmeniz için onu önce algılamanız, sonra da aktarabilmeniz gerekmektedir diye telkinde bulunuyordu.
Medine İslâm Üniversitesi Din Esasları ve Davet Usülleri Fakültesi’nin ana hedefi, misyonu ve vizyonu hitabet sanatından geçtiğinin çok iyi farkındaydı. İnsanlarla birebir iletişim kurma, toplumsal etkileşimde en büyük etkenin hitabet sanatı olduğunu iyi biliyordu ve kendisi de bu meyanda kendine özel çalışma içindeydi. Hani başkasına tavsıye eder de kendisi o tarakta bezi olmayan biri değildi.
Hedefinin, Batı Trakya Müslüman Türk Toplumuna hizmet olduğu bilinciyle eğitimini tamamladığı üniversiteden 1991 yılında mezun oldu. Misyonunu da 27-05-1988 yıılında kaleme aldığı biyografisinde şöyle dile getiriyordu:
Mezuniyet sonrası başka bir ülkeye göç etmek gibi bir düşüncesi asla olmadı. Memleketi olan Batı Trakya’sına kesin dönüş yapınca da Doğduğu köy olan İskeçe’nin Yassıören köyünde 2000-2007 yılları arasında imamlık vazifesini yerine getirerek yaşamıyla bunu tescil etmiş oldu. 2007 yılında İskeçe Seçilmiş Müftülüğüne Müftü seçilince de uğruna emek verdiği hedefini taçlandırmış oldu.
Hayat düşüncesi içinde suskun kalmayı tasvip etmezdi. Herkes düşüncesini sesli veya yazılı, koşullar neyi gerektiriyorsa dile getirmesinden yanaydı. Bu özelliğidir ki, icra ettiği seçilmiş müftülük görevi süresi içinde dillendirdiği bir çok olayda söylemleri ses getirip yankı bulmuştur. Onun bu haklı beyanlarından rahatsızlık duyanlar onu töhmet altında bırakmak için suçlama yönüne meyletmişlerdir. Kimi sesini kıstırarak, kimi mahkeme koridorlarına götürerek. O, bunlardan yılmadı, örnek şahsiyet oldu.
Hayatın özünde hedeflerinden şaşmadı. Dünyevi menfaat uğruna kaypaklık yolunu seçmedi. Çıkarları uğruna dostluk kuranların, bir gün çıkmaz sokaklarda kimsesiz kalacağının farkında olarak hareket etti. Susturulmak için uzak tutulmaya çalışılsa da o bir vesileyle sesini duyurmayı, amacını kitleye ulaştırmayı sağlayan faktörleri kullanmasını iyi şekilde yönetti.
İnsanlar, size kendilerini anlattıkları gibi değil, size yaşattıkları gibidirler. Ahmet METE de yaşamıyla kişiliğini ortaya koymuş bir şahsiyettir. Tarihe de böyle geçecektir.
Sakin, mütevazi, coşkulu ama taşkınlık yapmayan kalabalığın tekbirleri arasında bu dünyadan ebediyete uğurlandı. Son vedasına da şahitlik eden kalabalık sesli şekilde iyiliklerine şahitlik ederek bu memlekete bir dini lider örneğini de kaydettirmiş oldu.
Bir topluma kanunlar nezdinde zoraki işlemler yaptırabilirsiniz ama gönüllerine istediğiniz sevgi tohumlarını serpiştiremezsiniz. Toplum, gönlüne kimi nasıl yerleştireceğini kendisi belirler ve ortamını bulunca da bunu herkesin gözü önünde haykırır.
Sevgili İskeçe Seçilmiş Müftümüz Ahmet METE vefatıyla bunu bizzat göstertmiştir.
Cenazesindeki kalabalığın şahitliği ve haklarını helal etmeleri, kendisi hakkında iyilikten başka bir şey düşünmeyen toplumunun son haykırışıydı. Ama bu haykırış burada bitmeyecekti. Bu toplum, “çiçeği seversen ona her gün su verirsin” kuralından hareketle dilleriyle ona dua etmeye devam edecektir.
Ebediyetin de Allahın Rahmetinin enginliğine mazhar olsun inşallah.
Saygılarımla.
Selahattin KESİT
Gümülcine (Komotini)
Batı Trakya / Yunanistan
23-Ağustos-2022 salı